etekleri tutuşmak
Çok telâşlanmak, heyecanlanmak."Babasını parkta göremeyince etekleri tutuşmaya başladı, yoksa gelmeyecek miydi?"
etekleri tutuşmak
Çok telâş göstermek, heyecanlanmak. “Müfettişlerin geldiğini duyunca etekleri tutuştu.”
etekleri tutuşmak
Çok telaşlanmak
etekleri tutuşmak
Çok telâşlanmak, heyecanlanmak."Babasını parkta göremeyince etekleri tutuşmaya başladı, yoksa gelmeyecek miydi?"